Sicilya'da gezilecek yerler
Güncelleme tarihi: 4 Oca 2023
Sicilya; tanıtımı ülkemizde her ne kadar çok fazla yapılmasa da, bana göre ziyaret edilmesi gereken yerlerin başlarında geliyor. Tarih, mimari, deniz ve farklı yemekler gibi herkesin ilgi alanına giren tüm özellikleri içinde barındırıyor. Bu adada Unesco dünya mirası listesine girmiş şehirlerini gezebilir ve buralarda Sicilya barok mimarisinin çok güzel örneklerini görebilirsin. Sicilya'yı; dolu dolu gezmek istiyorsan okumaya devam et. Ancak söylemeliyim ki; Sicilya’yı; hakkını vererek gezmek için yaklaşık 15 gün gerekir.
Ben burada Unesco dünya mirası listesindeki şehirlerden ve de diğer ilgi çekici yerlerden bahsettim. Ancak bu kadar değil. Daha fazlası var. En azından adalara gitmek bile birkaç gün alır. O yüzden aşağıdaki yerleri; ‘’öncelikli ziyaret edilecek yerler ’’ bakışıyla okuyalım ancak hepsinin bu kadar olmadığını bilelim. Sicilya’ya 3 kere gittim ve toplamda 21 gün kaldım. Pek çok şehrini gördüm ve daha da görülmesi gereken bir o kadar yer daha var. Umarım tekrar gidebilir ve oraları da görebilirim.
Ragusa Ibla
Bir tepenin üzerine kurulmuş olan bu kente araba ile geliyorsan tüm şehrin tarihi dokusunu uzaktan çok güzel bir şekilde görebildiğin yerlerden geçeceksin. Durup birkaç fotoğraf çekmek için çok iyi bir zaman. Şehre girip yukarı doğru yürümeye başladıktan bir süre sonra ise karşına kemer şeklinde antik bir kapı çıkacak. Bu kapı ‘’Antico portale di San Giorgio’’ diye geçiyor yani San Giorgio Kapısı. 12. Yüzyılın ilk yarısında yapılmış olan bu şaheser, 1693 yılındaki büyük depremde ayakta kalan tek yapıdır ve aynı zamanda Ragusa Ibla’nın sembolüdür. Ragusa Ibla’da ziyaret etmen gereken tarihi eserlerden biri, şehrin hem en önemli barok yapılarından ve hem de en önemli dini eserlerinden olan San Giorgio Katedralidir. Kapısına ve vitraylarına özellikle dikkat et. Bir diğer eser ise San Giovanni Battista katedralidir. Bu katedralin inşasına tarihteki o büyük depremden hemen sonra başlanmış ve çok değerli mimarlar, ustalar ve işçiler çalışmış. Unesco ise 2002 yılında bu katedrali Ragusa’nın muhteşem hazine sandığı olarak ilan etmiş. Ragusa Ibla’nın tüm o merdivenli sokaklarını, taş döşeli yollarını zaten dolaşıp keşfedeceksin. Çok güzel fotografik noktalar var, onları kaçırma. Yapıların balkonlarının altındaki oymaları, süslemeleri göreceksin. Bunlar da Sicilya barok mimarisinin çok güzel örnekleridir. Şehrin girişindeki Giardino Ibleo’yu (Ibleo Bahçesi) ziyaret etmeden şehirden ayrılma. Bu bahçenin her köşesinde ayrı bir güzellik var. İçinde küçük bir kilise de olan parkta; heykeller, çeşit çeşit ağaçlar ve havuzlar arasında gezdikten sonra son kısma ulaştığında yüksekten göreceğin manzara da harika olacak.
Noto
Barok mimarinin en çok ve en güzel örneklerini görebileceğin bu şehir, atlamaman gereken bir nokta. Buradaki en büyük ve güzel yapılardan biri San Nicolo Katedrali. Zaten tam merkezde. Kaçırman imkansız. Aynı noktada Palazzo Ducezio da yine görülmesi gereken eserlerden biri. Bir yandan şehrin güzelim sokaklarını dolaşırken diğer yandan da şansın varsa ya da tarihini ayarladıysan renkli bir veya birkaç gün geçirebilirsin. Çünkü dönem dönem çok güzel etkinlikler olabiliyor. Çiçek festivali vs. gibi. Şehrin girişinde Porta Reale kapısını görebilirsin. Eğer bu bölgeyi gezmek için kalacak yer bakıyorsan Noto'da gayet güzel bir seçim olabilir ama yine de fiyatları Modicadakiler ile karşılaştırmak yerinde olacaktır.
Noto
Modica
Bu şehir Unesco listesinde olup tarihi yapısını tamamıyla korumuş yerleşim alanlarından bir tanesi. Sicilya barok mimarisine sahip olan bu şehrin en önemli yapılarından biri, şehrin en yüksek noktasında bulunan Saint George Katedrali. Detaylı barok mimari özelliklerini bu yapıda tam anlamıyla görebilirsin. (Modica Alta tabelalarını takip ederek bu noktaya varabilirsin. Ayrıca şehrin dar sokaklarında, yokuşlarında ve merdivenlerinde gezmek çok keyifli. Şehri sadece gündüz değil gece de görmeni tavsiye ederim. Sarı ışık ile aydınlatılmış şehir harika bir görüntüye bürünüyor. Aynı sokaklarda gece hava karardıktan sonra dolaşmak apayrı bir his ve buralarda keşfedilecek pek çok köşe var. Bu sebeple bu şehirde en az bir gece kalmanı tavsiye ederim.
Ayrıca şehrin merkezindeki San Pietro Katedralini de ziyaret edebilir ve önündeki 12 havarinin heykelini görebilirsin. Burada merdivenlerin tepesindeki katedralin yan tarafında küçük ve şirin bir kafe-bar da var.
Modica'nın çikolatası ünlü ve pek çok markette ya da hediyelik eşya dükkanında bu özel çikolatanın standlarını görürsün. Bir tane denemenizi tavsiye ederim. Tadı biraz değişik. Küçük ve renkli paketlerden hediyelik de alınabilir.
Kalacak yer olarak Luna Blu'yu tercih ederseniz gecelik oda fiyatı tek kişi için 27euro ve çift kişi için ise 50-60euro arası değişiyor. Odaları ve eşyaları çok temiz. Merkeze yakın ve araba ile seyahat ediyorsanız da arabanızı cadde üzerinde bırakacak ücretsiz yerler bulabiliyorsunuz.
Sağa kaydırınız
Scicli
Bu şehri günübirlik ziyaret edebilirsin. Bu şehir de Unesco listesinde bulunan ve barok mimariye sahip şehirlerden biri. Burada özellikle San Giovanni kilisesi ve Palazzo Beneventano’yu gör. Ayrıca Scicli Belediye binasının bulunduğu şirin meydanı kaçırma. Bu bina aynı zamanda İtalyan dizisi olan Komiser Montalbano’nun çekildiği bina olduğundan (dizideki karakol) İtalyanlar ve diziyi seyreden diğer kişiler tarafından bir ilgi çekici bulunan bir merkez haline gelmiş. Ancak bu meydanda bulunan kafelerde bir şeyler içerek dinlenmek gerçekten çok keyifli. Şehre yukardan girerken çok güzel manzara fotoğrafları çekebilirsin.
Siracusa Ortigia
Antik çağlarda Yunanlılar tarafından inşa edilen Ortigia; yine görülmesi gerekli antik şehirlerden biri ve aynı zamanda Siracusa’dan yürüyerek geçebileceğin bir adadır. Eski Yunan kalıntılarının olduğu adaya girer girmez ilk varacağın yer Apollo Tapınağı ve Havari San Paolo Kilisesi olacaktır. Daha sonra yönünü sağa çevirerek adayı gezmeye başlarsan Archimede Meydanı ve 1906’da inşa edilen Diana Çeşmesi’ne geleceksin. (Piazza Archimede ve Fontana di Diana) Meydandan çıkıp ilerlediğinde Duomo meydanına geleceksin. Burada 7.yüzyıldan kalma Siracusa Katedralini de göreceksin. Ayrıca Artemis Tapınağı, Athena tapınağı ve Siracuza Katedrali de bu meydanda. Buradan da dümdüz ilerleyip denize vardığında Papirus bitkilerinin yetiştiği çeşmeyi göreceksin. Bu çeşme, Tanrıça Diana’ya atanmış olan perinin ismiyle anılıyor yani Aretus Çeşmesi olarak geçiyor. Yine deniz kenarından yürümeye devam ettiğinde ileride Maniace Kalesini göreceksin. Burada dolaşıp çok güzel fotolar çekebilirsin. Şehrin dar sokaklarını gezerken karşına çok şirin küçük kafeler çıkacak. Bunlardan birinde biraz dinlenebilir ve keyfini çıkartabilirsin. Yazın gidiyorsan ve gezerken fırsat bulduğunda denize atlayanlardansan yanında mayonu da götür. Çünkü denize girebileceğin yerler de var. Şehir yazın çok sıcak olduğundan denizde biraz serinlemek çok iyi gelecek.
Palermo
Palermo; tarihte uzun süre Arapların ve Normanların egemenliğinde kaldığından burada gezerken pek çok yapıda Arap-Norman etkisini göreceksin.
Otobüs ya da trenden indiğin yerden (ikisi de yanyana) yola çıkınca birkaç yüz metre sola doğru yürüyüp karşındaki geniş caddeye gir. Maqueda caddesi olacak orası. (Via Maqueda) Bu cadde üzerinde 10 dakika ilerledikten sonra tarihi şehir merkezinin başladığını fark edeceksin. Zaten buradan itibaren de yolunun üstünde çok önemli yapılar var.
Yolda yürürken sağında Santa Maria dell'Ammiraglio kilisesi ve St.Catald Kilisesi’ni göreceksin ki Arap etkisini hemen fark edeceksin zaten. Merdivenden bu iki kilisenin bahçesine çık. Küçük ve şirin bir bahçe. Biraz daha ilerlediğinde sağında Fontana Pretoria (Utanç Çeşmesi)’ni göreceksin. Ve hemen az ilerisinde ise bir dört yol ağzına geleceksin ki burası Quattro Canti. Dört köşede birbirine benzer dört yapı göreceksin. 1621 yılında inşası tamamlanmış olan bu yapılar şehri dört parçaya bölüyor. Her biri; ismini içinde bulundukları bölgenin en önemli binasından alır. Meydan tam bir yuvarlaktır ve binaların konumu da tam bir sekizgen sergiler. Dört mevsim boyunca bu yapılardan en az biri muhakkak güneş aldığı için buraya ‘’Teatro del Sole’’ denir. Bu yapıları ayrıntılı bir şekilde incele ve her birinin diğerinden farklı olduğunu gör. En alt sıralarında mevsim heykellerini, daha üstte dört İspanyol kralının heykelini ve daha üstte de her semtin kendi koruyucu azizinin heykelini görebilirsin. Yürümeye devam ettiğinde solda Teatro Massimo var. İster buradan geri dön istersen de biraz daha ilerleyip Teatro Politeama’yı görüp öyle dön. Ancak dönüş yolunda Quatro Canti ye geldiğinde sağa dön ve biraz ileride sırasıyla Cattedrale di Palermo, San Giovanni Degli Eremiti kilisesi, Cappella Palatina ve Norman Palace (veya Palazzo Reale)’ı ziyaret et. Palermo Katedraline girersen teras ve çatıya kadar çıkıp şehre tepeden bakabilirsin. Bu yazdıklarım şehirde görülmesi gereken tarihi eserler. Ancak vaktini ayarlayıp şehrin dar ve sevimli sokaklarına muhakkak gir. Her sokakta, her meydanda sürprizlerle karşılaşabilirsin. Kimi meydanlarda tam ortada küçük heykeller, kimi yerlerde sevimli kafeler göreceksin. En güzeli de tam da güney İtalya’yı yansıtan daha doğrusu Sicilya’yı yansıtan harika balkonlar göreceksin. Bu balkonların çoğundan belki de sadece Sicilya’da görülen bitkiler, sarmaşıklar aşağılara kadar sarkıyor olacak. Ayrıca balkonların süslemelerinden bahsetmiyorum bile. Çok güzel fotoğraflar yakalayabilirsin. Ben Palermo’daki çeşitliliğe bayıldım. Palermo’da kalmayacaksan günü birlik ziyarete gidiyorsan otobüs gidiş ve dönüş saatleri arasında en az 6 saat olmalı. Eğer Palermo’ya Catania’dan gideceksen Catania Centrale otobüs terminaline gidip biletini alıp gidebilirsin. Terminali kolayca bulursun. Merkeze yakın bir yerde. Otobüs bileti gidiş dönüş 24 euro. İki şehir arası süre 2 saat 15 dakika. Trenle biraz daha uzun sürüyor. Ben Internette 20 euroya Flixbus gördüm ve aldım. Pişman oldum. Kendileri dönüş saatimi değiştirip 4 saat sonrasına ertelemişler ve sadece bir mail atarak haber vermişler. Biletleri iptal edince de paralarını geri alamadım. ‘’Paranız bizde, bir yıl içinde herhangi bir hatta kullanın’’ diyorlar. Zaten otobüsleri de Catania Centrale terminalinden kalkmıyor. Başka bir yerden kalkıyor. Yanlışlıkla terminale gelen turistler gördüm. Son dakikada flixbus arıyorlardı orada.
Catania
Etna dağının eteklerine kurulmuş olan Katanya, Sicilya’nın en büyük şehirlerinden bir tanesi. Bu şehirdeki kaldırımlar, caddeler ve binaların çoğu volkanik taşlardan yapılmış ve dolayısıyla da şehre antrasit gri gibi bir renk hakim olmuş.
Katanyada görmeye değer yapılardan biri Piazza del Duomo’da yani Duomo meydanında bulunan Fil Çeşmesi ve yine aynı meydanda bulunan Sant'Agata Katedrali’dir. Bu meydan şehrin en hareketli yerlerinden biridir. Yaz mevsiminde bazı akşamlar katedralin önünde belediyenin düzenlediği ücretsiz konserler olabiliyor. Meydanda; kemerli kapısı üzerinde Siculorum Gymnasium yazan üniversite binasına göreceksin. Bu kemerden geçip avlusuna bir gözat.
Yine bu meydana yakın olan Balık Pazarını ziyaret edip burada açık alanda nispeten uygun fiyata balık yiyebilirsin.
Ursino Kalesi ve içinde bulunduğu meydan da ziyarete değer. Meydandaki kafelerde ya da restoranlarda da vakit geçirmek oldukça keyifli.
Etna caddesi yani Via Etnea ise hem barok yapıların olduğu güzel, şık ve hareketli bir cadde ve hem de caddede gezerken caddenin tam sonunda ufukta Etna yanardağını görebileceğin bir yer. Bu da bu caddeyi epey özel yapıyor.
Yine Etna caddesi üzerinde bulunan Katanya Üniversitesi ve botanik bahçesini ziyaret edebilirsin.
Şehrin merkezinde bulunan Antik Roma Tiyatrosu’na girdiğinde aynı zamanda iç tarafında bulunan tünelleri ve dehlizleri de gezebilirsin. Bu tünellerde gezerken oradaki yeraltı nehrini göreceksin. Tiyatronun hemen üzerinde bulunan evlerden bu nehrin akış sesi duyuluyormuş.
Tiyatro Massimo Bellini ise Duomo meydanına 5 dakika yürüme mesafesindedir ve bu yapının içi de dışı kadar güzel. Mümkün olursa içini de gez.
Bir sabah ya da bir akşam üstü hoş bir yerde vakit geçirmek istersen Villa Bellini tam sana göre. Şehrin merkezinden (Duomo Meydanı olduğunu düşünürsek) yürüyerek 15 dakikada varabileceğin güzel ve büyük bir park burası.
Şehri turlarken yolunu Via Sant'Euplio caddesine düşürerek Sant'Euoplio kilisesini (Tempio Sant'Euoplio) görmeni tavsiye ederim. 16.yy'da inşa edilen kiliseye 4.yy'da şehit edilen Aziz Euoplio'nun ismi verilmiş. Her zaman açık olmasa da önündeki demir kapıdan bir kısmını görebilirsiniz. 12 Ağustosta anma yapıldığı için tamamen açık. Bir de 18 Mayıs Avrupa Müzeler Gecesinde açık olabilir.
Duomo Meydanı, Fil Çeşmesi, Etna caddesi ve Villa Bellini
Dikkat!
Katanya’da nerede kalınmaz Massimo Bellini tiyatrosunun olduğu meydanda ve civarındaki sokaklarda konaklama. Özellikle Eylül ayı itibariyle tüm üniversite öğrencilerinin sabahın 7'sine kadar eğlendikleri barlar burada olduğundan çok yüksek bir gürültüde uyuyabilme alışkanlığına sahip değilsen buna kalkışma!
Etna Dağı - Zafferana Etnea – Taormina
Bu üçü aynı gün ziyaret edilebilir. Etna’ya da Taormina’ya da Katanya’dan kalkan otobüslerle varabilirsin. Hem Katanya’ya yakınlar ve hem de ziyaretleri çok uzun sürmüyor. Eğer araba kiralamadıysan Katanya’dan günlük olarak yapılan pek çok tur bulman mümkün. Etna yanardağının sönmüş bir kraterini ve bir de mağarayı görüp ardından Etna’nın kasabası olan Zafferana’yı ziyaret edebilirsin. Taormina’nın da içinde bulunduğu bir tur olsun muhakkak. Ayrı günlerde ayrı turlarla gitmeye gerek yok. Bu turlarla ilgili pek çok broşürü kaldığın otelde gittiğin kafelerde vs. göreceksin. Ben otel görevlilerine danışarak birini seçmiştim.
Etna dağı ve Zafferana (Arkada Etna'nın dumanı)
Taormina
Castelmola ve Isola Bella
Castelmola veyahut da Castello Mola Taormina’ya çok yakın şirin bir dağ kasabası. Taormina’dan Castelmola’ya yürüme yolu bile var ancak yine de yürüyüş 1 saate yakın sürüyor sanırım. Castelmola’ daki meydandan harika manzara fotoğrafları çekebilir, merkezdeki kiliseye doğru yürürken ilginç noktalarla karşılaşabilirsiniz. Sokaklarını da dolaşmak ve keşifler yapmak çok keyifli. Dolanırken karşınıza aşağıya yamaca doğru dönerek inen demir bir merdiven çıkarsa o merdivenden bir alt seviyeye inip sağa doğru yürüyün. Farklı bir manzara ile karşılacaksınız. Isola Bella ise buraya gelirken geçeceğiniz yol üzerindeki bir plaj. (ismi isola ama bir ada değil. ) Biraz merdiven inip burada denize girebilirsiniz. Harika bir rengi ve harika bir suyu var. Fotoğrafını daha aşağıda plajlar bölümünde görebilirsiniz.
Castelmola
Aci Castello ve Acireale
Aci castello Katanya’dan tren ya da otobüs ile varabileceğin küçük ve şirin kasaba. Denize akmış olan lavların en güzel örneğini burada görebilirsin. Küçük bir meydan, meydan ile denizin kesiştiği yerde yüksekçe bir kale ve aşağıda da siyah volkanik kayaçların oluşturduğu şekilleri görebilirsin. İşin en güzel yanı da merdivenlerden aşağı inip (merdivenlerin başındaki küçük demir kapının üzerinden atlaman gerekiyor, basit bir iş) volkanik araziye havlunu serip denize atlayabilirsin. Denizden çıkarken doğal basamaklar var. Meydandaki kafede granita yemeni tavsiye ederim.
Acireale’ye tren ile Katanya’dan 40 dakikada gidilebilir. Ancak Aci Castello’yu ziyaret edip oradan devam ederek buraya varmak en iyisi. Oraya vardığında merkeze doğru biraz yürüyüp Duomo meydanına gel ve Acireale Katedrali’ni, St. Peter ve St. Paul Bazilikası'nı gör. Biraz ileride St.Sabastian Bazilikası da görülmeye değer. İçini de dolaş. Bunların dışında aynı bölgedeki sokakları dolaş yine. Çok şirin balkonları olan dar sokakları keşfet.
Nicolosi
Güzel bir restoranda ya da barda bir akşam hoşça vakit geçirmek istersen Nicolosi’yi ziyaret edebilirsin. Araban varsa gitmek daha kolay. Büyük çam ağaçlarının kapladığı bu küçük şehirde restoran ve barların yoğunlaştığı birbirini kesen ya da birbirine paralel birkaç cadde var. Akşam vakti çok güzel ışıklandırmaları da oluyor. Ben 7+ isimli mekanı çok beğendim. Sınırsız seçenekli Sicilya pizzaları nefis.
Plajlar:
Noto bölgesinde Modica’dan, Ragusa’dan ya da Scicli’den gidebileceğin pek çok plaj var. Ancak araba ile gidilmesi gerekiyor. Sahile vardıktan sonra uzun kumsallar seni bekliyor. Şu kısımlar gerçekten çok güzel.
San Lorenzo: Mavi bayraklı bu plaja araba ile gidip ücretsiz park edebilirsin. Tertemiz denizi görünce bir an önce denize girmek için sabırsızlanacaksın.
Maganuco: Pozzallo şehrine yakın bu harika plaja gittiğinde arabanı ücretsiz park edip istediğiniz yerden yine ücretsiz denize girebilirsin. Çıkışta ücretsiz duşlar da var. Burası upuzun bir kumsal. Yer yer şezlong ve şemsiye bulabileceğin beach’ler de var.
Santa Maria Del Focallo: Burada plajın arkasındaki yol kenarına uygun gördüğünüz bir yere ücretsiz park edip kumulların arasındaki tahta yoldan plaja girebilirsin. Ben bu kumulları çok sevdim. Bana biraz da Tosun Paşa filminden Tellioğulları ve Seferoğullarını hatırlattı. Burada da çıkışta ücretsiz duşlar var. Eğer istersen yine ücretli bir şekilde şezlong ve şemsiye bulabileceğin beach’ler burada da ara ara mevcut.
Santa Maria del Focallo
Katanya’ya yakın olarak gidebileceğin plajlar ise şunlar:
Lido Azzurro ve yanındaki diğer tüm plajlar. Bunlarda gece gündüz aktiviteler oluyor. Plaj, havuz, dans vs.
Aci Castello Genelde Sicilyalıların yüzmek için gittiği volkanik kıyı-ücretsiz ve sakin
Isola Bella; Taormina ve Castelmola'nın aşağı kısmında zümrüt yeşili bir deniz.
Isola Bella
Şu sözcükler sana yardımcı olacak:
Piazza: Meydan
Fontana: Çeşme (biz genelde bunlara havuz desek de)
Spiaggia Plaj
Lido Kumsal (daha doğrusu sadece kum plajlara lido diyorlar)
Isola Ada
Porta Kapı
Castello Kale
Via Cadde
Fermata Durak
Chiuso Kapalı
Aperto Açık
Mercato Pazar veya Market
Giardino Bahçe
Pesce Balık
Gelato Dondurma
Mandorla Badem
Fichi d’indian Hint inciri
Ne yenir? Ne içilir?
Kahvaltı için:
Granita ya da Cremolata Dondurmaya benzer ancak meyva özlerinden yapılan ve daha yumuşak bir tatlı. Bögürtlenli, Bademli, Hint incirli, kahveli, limonlu çeşitleri var. Katanya’da sadece Granita varken Ragusa bölgesindeki şehirlerde Cremolata da bulabilirsin.. Bu da Granita’nın kremalı hali.
Brioche ya da Cornetto ise Granita veya Creamolata yerken yanında muhakkak brioche ya da cornetto siparişi de veriliyor. Beraber yeniyor. Brioche bizim paskalyaya benzer tatta bir çörek. Cornetto ise içi krema dolgulu kruvasan diyebiliriz. Bu ikililer kahvaltı için harika gidiyor. Sıcak ülke tabii. Soğuk yiyecekler ile kahvaltı etmeye alışmışlar. Çok da iyi etmişler.
Bunları yerken doymam dersen yanına Cannolo da ilave edebiliyorsun.
Granita - Brioche ile Cremolata- Cornetto
Cannolo İçinde ricotta peyniri olan tatlı. Sicilya’nın en meşhur tatlısı diyebiliriz. İtalya’nın diğer bölgelerinde pek göremezsin.
Cassata bir çeşit pasta
Catania’da sıcaktan bunaldığında yol üstündeki büfelerden:
Sale e limone bildiğimiz Churchill ama çeşmeden akıyor. İç, tazelen ve serinle.
Gün içinde acıktığında:
Arancini içinde peynir bezelye gibi malzemeler olan kızartılmış pirinç topları
Tavola calda Bunu en yakın şekilde anlatabilmek için börek çörek diyebilirim.
Tavola Calda
Öğlen veya Akşam yemeği olarak:
Pesce spada – Kılıç balığı
Pizza fritta – Kızartılmış kapalı pizza (Sicilya usulü)
Spaghetti frutti di mare – Deniz ürünlü spagetti
Pizza Fritta ve Spaghetti frutti di mare
Nereden ne alayım?
Ragusa ibla'ya gitmeyi düşünüyorsan tepedeki San Giorgio katedralinden hemen önceki markette harika peynirler var. Bizdeki beyaz peynir fiyatına harika peynirler alabilirsiniz. 2,5-4 euro civarı fiyatlara fıstıklı, karabiberli gibi çeşitleriyle çok lezzetli peynirler var.
İthal etsek buradaki bir markette çok daha fazlasını öderiz elbette.
Bana bir kaç restoran tavsiye et dersen:
Modica'daki Osteria dei Sapori Perduti: hem sıcak ve sevimli hem şık. Kaldırım üzerindeki masalarıyla, kareli masa örtüleriyle hoş bir restoran. İsmi 'Kayıp lezzetler meyhanesi' anlamına geliyor. Aslında pek meyhane sayılmaz tabi. Ama tamamen Sicilya'ya ve hatta Ragusa bölgesine ait yemekler yiyebileceğin bir yer.
Nicolosi'de 7+ da lezzetli pizza seçeneklerin sonsuz. Ortam da hoş.
Comentários